Bu İftarda Bir Yalnızlık Var
Her yıl Ramazan Ayı çeşitli güzellikleriyle gelir. Sayısız
bu pek çok güzelliği fark etmek için etrafımıza şöyle bir bakmak yeterlidir
bence. Zira Ramazan ayı geldiğinde insanlar kendiliğinden değişiverir. Bu ayda
kötülükler azalır, iyilikler çoğalır. İyilik ve rahmet ayıdır Ramazan. Onu
millet olarak o kadar çok severiz ki, her yıl on gün önceden karşılarız (:
Bildiğimiz gibi Ramazan paylaşmaktır, bir arada olmaktır,
birlik olmaktır. İnsanlarla birlikte iftar, sahur yaparız, bir arada bulunuruz.
Bunlar bence çok güzel şeyler. Fakat benim için bir güzellik de, sadece bir gün
iftarı yalnız yapmaktır.
Bu âdeti kaç yıldır sürdürüyorum tam hatırlamıyorum ama
öyle zannediyorum ki 5-6 yıl olmuştur. Bu sürede her Ramazan ayı geldiğinde,
bir iftar vaktini kendime ayırırım. Yanıma bir iftariyelik alırım ve kendimi
Aksaray Ulu Cami’nin çevresine atıveririm. Genelde yalnız olmayı tercih ederim
ama bazen de bir arkadaşımla bu eşiz güzelliği yaşadığımı hatırlıyorum.
Neler Yaparım ve Dün Ne Yaptım?
Dün, bu Ramazan ayının “iftarı kendime ayırma” âdetimi
gerçekleştirdim. Her yıl olduğu gibi iftara yaklaşık iki saat kala evden
çıktım. Çarşıya gittim. Akşam serinliğinde biraz şehri dolaştım. Çarşıda bir
banka oturup etrafımı, insanları, kuşları ve aslında hep tepemizde olan ama çok
nadir olarak kendisini fark ettiğimiz gökyüzünü izledim, tefekkür ettim
kendimce. Zaman hep olduğu gibi çabucak geçti ve iftar saati yaklaştı.
Acaba iftarda ne yesem diye çarşıyı şöyle bir dolaştım. Normalde
oruçlu bir insanın canının her şeyden çekmesi lazımdı fakat bende öyle olmadı
nedense. Lokantaların, pastanelerin, fırınların önünden “acaba ne yesem” diye
düşünerek geçtim ama canım hiç birinden istemiyordu. Tam bir kararsızlık
içerisinde ilerlerken, ileride bir simitçi gördüm ve kararımı verdim. Bugünkü
iftar menümü simit oluşturacaktı. Hemen gidip iki tane aldım ve iftar saatini
beklemek için Ulu Cami’nin önündeki bir bankta yerimi aldım.
Evet, en sevdiğim anlar başladı benim için. İftara son on
dakika kala… Bu anlarda şehir yavaş yavaş sessizleşmeye başlıyor. Evine yetişme
telaşında olan insanlar son bir gayretle hızlı adımlarla evlerine doğru
gidiyorlar. Arabalar seyrekleşmeye başlıyor. Çarşı esnafı da iftar telaşına
başlıyor. Lokantalar malum zaten ama diğer esnaf kendisi için bir iftar sofrası
kuruyor. Dükkânın önüne küçük bir masa, üzerine o günkü iftarlık menü, masanın
etrafına iki tabure… Mükemmel bir iftar için her şey hazır (:
Ve heyecanla beklenen saat geliyor. Önce belediyenin
önünden bir ramazan topu atılıyor ve arkasından ilk ezanı Ulu Cami’nin müezzini
okumaya başlıyor. Diğer müezzinlerin sesleri de bu aziz vatanın semalarında
yankılanıyor. Ne güzel bir an. Allah bu toprakları ezansız bırakmasın, amin.
Ezanın bitmesini bekledim, dua ettim ve orucumu açtım. İşte
yukarıda saydığım en sevdiğim anların en sevdiğim anı bu an. Şehir neredeyse
tam bir sessizlik içerisinde. Etrafta araba gürültüsü yok, başka sesler yok. Sadece
huzurun ve yuvasına uçmakta olan son kuşların sesi var. Her yıl beni yalnız
başıma iftar yapmaya iten sebep bu huzurlu anlar.
İftar Menüm (: Taze simitler |
Aldığım iki simitten birisinden bir parça koparıp yemeye
başladım. Uzun zamandır simit yemiyordum. Özlemişim. İlk simidin son lokmasını
yerken aslında doyduğumu fark ettim. Genelde öyle olmuyor mu zaten? Önümüzde enfes
bir sofra da kurulmuş olsa, bir yudum su ve birkaç lokma yemekten sonra insan
doyuveriyor. Diğer simidi de yavaş yavaş, bu huzurlu anın tadını çıkararak
yedim ve bu yıl ki “Bu İftarda Bir Yalnızlık Var” adlı geleneksel âdetimi
tamamlamış oldum.
Dün yaşadığım o anları, hissettiğim o duyguları ve bende
bıraktığı izleri tam olarak ifade edemiyorum. Bu noktada, kelimeler kifayetsiz
kalır diye suçu kelimelere mi bulmalı yoksa anlatmayı tam beceremediğim için
kendime mi bulmalı yahut bir suçlu bulmak yerine bu güzelliği olabildiği kadar
aktarmaya mı çalışmalı bilmiyorum (: Sizce ne yapmalı?
Aklıma ne geldi..Belli mi olur, belki seneye iyiolsunblog okuyucularından bazılarıyla birlikte bir iftar yaparız. Hep birlikte oluruz
ve aslında herkes kendiyle olarak o yalnızlığı yaşar ve o huzurun tadına varır.
Kim bilir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için çok değerlidir. Lütfen yorum yapın.